Gençlik gelişiminin farklı alanları:

1.Moral gelişimi:

• Ahlaki gelişim bebeklik döneminde başlar. Dört yaş çivarında çocuk basit kuralları kavrar. Sen bana nasısan, bende sana öyleyim. İtaat vew ceza deneyimleriyle birlikte, iyi ve kötünün ilk fikirleri ortaya çıkar. Okul çağında bir hukuk ve düzen ahlakı gelişir. Son olarak ergenlikte, tüm insanlar için geçerli olması gereken evrensel bir ahlak oluşur.
• Etiğin altın kuralı gibi ahlakı trtışmk, gençlere ilham verebilir, ancak yalnızca yaşamlarıyla ilgiliyse.
• Okulda ve boş zaman gruplarındaki temel deneyim, gençlere toplumda birlikte yaşamak için neden kuralların gerekli olduğunu gösterir.
• Her kuşağın toplumun etik temellerini yeniden sorgulayabilmesi ve gerektiğinde değişiklikler  yapabilmesi toplum için son derece önemlidir.
• Gençlik, toplumdaki gençliğin ahlaki pınarrıdır.

2.Gençlik dili:

• Her nesil kendi dilini yaratır. Böylece bir yandan onları yetişkinlerden ayırabilir, diğer yandan akranları arasındaki uyumu güçlendirmektir amaç.
• Göç ortamından ödünç alınan gençlik dili, yerel dil olan kanak, balkan ve Türkçe argo çok popülerdir ve komedi, müzik ve You Tube'da kendilerine yer bulmuştur. Yabancı kültürler her zaman gençlerin dillerini zenginleştirmiştir.
• SMS ve e-posta baskın iletişim biçmleri haline geldi. Dilin kısaltmalarla sadeleştirilmiş gramer ve sözdizimi, yazılı Almanca yeterliliğini bozmaz.
• Elektronik medyadaki iletişim kesinlikle yaratıcı unsurlar, konsantrasyon ve ritim i
• çerir, diğer şeylerin yanı sıra dil şiirsel darbeler üretmiştir.

3. Müzik yapmak, tüketmek ve hayal etmek:

• Müzik, gençleri kendilerini ve büyüdülerinde ne olmak istediklerini arayışlarında destekler. Müzik dinlemek akranlar arsındaki bağı güçlendirir.
• Müzik, aynı yaştaki insanlar için çok önemlidir, çünkü çocukluktan yetişkinliğe geçiş, pop müziğin ifade ettiği bir rüya ve özlem seli ile ilişkilidir.
• Pop konserlerindeki kitlesel histeri, Beatles'tan beri var olan tipik gençlik fenomenidir. Tüm çeşitleriyle aşk, aynı zamanda umutsuzluk ve üzüntü gibi çeşitli duyguları güvenle yaşamak için ideal çıkışlardır.

4.Cinsel davranışın gelişimi:

• Gençlerin öncelikle sesksle ilgilendikleri fikri onlara hakkını vermiyor. Ortaklılığa ve güvenliliğe ve yakınlığa değer verirler.
• En geniş anlamıyla toplumsal cinsiyet gelişimi, gençlerin uğraşması gereken üç bileşenden oluşur. 1.Cinsiyet kimliği: Cinsel yönelimden bağımsız olarak kadın veya erkek olarak öz farkındalık ve bedeb farkındalığı. 2.Cinsiyete özgü davranış: Doğuştan gelen bir eğilim nedeniyle, cinsiyete özgü bir rol dvranış devreye girer. Cinsiyet kimliği ve daha sonra cinsel yönelim ne olursa olsun, bir cinsiyetin davranış ve faliyetleri tercih edilir. 3.Cinsel yönelim: Ergenlik döneminde doğuştan gelen bir tercih, gencin karşı cinse ve/veya aynı cinse karşı çekim duymasına neden olur.
• Bu üç bileşen çoğu insanda aynı yönelime sahiptir. Ancak, farklı şekilde de yönlendirilebilirler.
• Fiziksel temas çocuğa güvenlik ve duygusal ilgi hissi verir. Bu temel ihtiyacın cinsellikle hiçbir ilgisi yoktur.
• Mastürbasyon, bir zamanlar hoş karşılanmıyor ve cezalandırılıyordu, artık normal cinsel davranışın bir parçasıdır.
• Doğum kontrol hapı, ergenler arsında daha fazla cinsel aktiviteye yol açmıştır, ancak cinsel disinhibisyon söz konusu değildir.
• Çoğu genç için cinsel ilişkiden önce, giderek daha yakın bir davranış dönemi gelir, bu süre zarfında eş sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda ilişkiler aaçısından da birbirini daha iyi tanır.
• Ergenler çok farklı yaşlardan cinsel olarak aktif hale gelirler. Yaklaşık%10 ik cinsel deneyimini 12 ila 14 yaşları arasında yaşar. 17 yşına geldiğinde, tüm ergenlerin %70'i cinsel olarak aktiftir.Kalan %30 ise genellikle yıllar sonra aktif olurlar. Bu büyük değişkenlik, temel olarak fiziksel olgunluktaki farklılıklardan ve sosyal faktörlerin yanı sıra bağlanma ve ilişki davranışının gelişiminden kaynaklanmaktadır.
• Ebeveynler, işbirlikçi davranışlarıyla küçük çocuklarına rol model olarak önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca, çocuklarının cinsellik ve doğum kontrolüne yönelik tutum ve tutumları üzerinde de büyük bir etkiye sahiptirler.
• Cinsel davranış, bağlanma ve ilişki davranışından uyarlanır ve belirlenir. Güvencelik, sosyal güvenlik ve ortaklıkta süreklilik, gençler için temel kaygılardır.
• İlk kez seks yaparken, tüm gençlerin %90'ından fazlası prezervatif ve hap kullanırlar. Gençlerin büyük çoğunluluğu ihtiyatlı ve sorumlu davranırlar.
• Kızlrın %13'ü ve erkeklerin %6'sı cinsel şiddete maruz kalıyorlar. Kızlar çoğunlukla sıradan tanıdıkları tarafından, erkekler tanıdık kişiler tarafından.

5.Gençler kendilerini duygusal olarak nasıl yeniden yönlendirir.

• Ergenlikte en büyük değişiklik bağlanma davranışındadır. Çocuk, kouşulsuz olarak ebeveynlerine bağlıdır ve refahı için onlara bağımlıdır.Ergenlikte döneminde bu bağ büyük ölçüde çözülür.
• Anne-babalar artık gençlere gerekli yakınlığı ve ilgiyi gösteremedikleri için, güvenliği akranlarında ve daha sonra bir partnerde ararlar.
• Gençler, tıpkı çocuklukta yaşadıklar gibi, erkek arkadaşlarından ve partnerlerinden kesinlikle sadakat, güvenirlilik ve nihayetinde dengeli beraberlilik bekler.
• Gençler için yanlız kalmak ımkansız gibi görünür. Erkek arkadaşını veya en yakın kız arkadaşını kaybetme duygusu nerde ise çokukluktaki ebeveynlerini kaybetme duygusu kadar güçlüdür.
• Ergen ebeveynlerinden hala daha koşulsuz ve şartsız kabullenmeyi bekler. En çok da kendi yaşıtları arasında duygusal bağlarını henüz sağlam kuramamışssa.
• Bir ergen çocukluğunda uyumlu ve sağlam bağlarla bümüş ise bu kendi beraberliklerinde de sağlam adımlar atması için önemlidir ama kesin böyle olacağını temsil etmez.
• Gençler dini toplumda yön ve tutum bulurken bunun yanı sıra yeni  inanç toplulukları zamanımızda güçlenmiş ve gençler için esrarengiz hale gelmiştir.

Akranların önemi!

• Topluma katılmnın ön planı akranlar üzerinden geçer. Akranlar arasında sosyal davranış, değerlerin önemi, politik görüşler ve gençler için önemli olan diğer konular değerlendirilir ve ergen kendi görüşünü tartar.
• Akranlar rasında sosyal tanınma ve kendi kişiliklerine uygun bir pozisyon bulmak,kişiliğini ilerletme açısından son derece önemlidir. Aynı tarz kıyafetler, kimin bir beraberliği olduğu veya kim sosyla medayada daha fazla "like" aldığı ergenin sosyal tanınma satüdüsün belirler.
• Özerkliklerini yaşabilen ergenler örn. bir spor dalında başarılı olan, akranlar arasınd olan bu baskıya mağdur kalmaz adeta kendisi yön gösteren olmayı tercih eder. Diğerleri ise akranlarına ayit olma açabasında kalır ve ait olamadıklarında kişisel sorunlar yaşarlar.
• Yabancı uyruklu gençler için büyük kapsamda arkranlar gurubuna ait olmak daha da zor olur. Bu nedenden kendi uyruklu ufak gruplara ait olmayı tercih ederler. Böyle ilerlemeyi önlemek için çocuğu küçük yaştan itibaren entgre etmeye ve geniş çevre deneyimi olmasınıa dikkat etmek gerekir.
• Alkol ve değişik maddeler ve tehlikeli davranışlar akranlar gruplrında büyük oranda sosyal baskı yaratır. Bunlar karşılık koymak için ergenin güçlü bir benlik ve kişilik duygusuna ve güvenli bir çevreye ihtiyacı vardır.
• Akranlar grubunun ölçeliği, ergen ilerleyen yaşlarında, meslek hayatına ve kendi ailesini kurmakla kaybeder. srtık sosyal tanınılma bu çevrelerden ibaret olur.

Ergenler ebevynlerinden nasıl ayrılır ve toplumdaki yerini nasıl belirler?

• İnsanalrın tüm memelilerle aynı gösterdiği bağlanma davranışı, çocuğun hayatta kalmasını, gelişmesini ve sosyalleşmesini sağlayacak kişiye yakın bir bağ kurmasıdır. Çocuk sadece ebeveyne bağlanmakla kalmaz, ebeveyn de çocuğa bağlanır.
• Bağlanmanın temel özelliği: Çocuk yanlız kalamaz. Ayrılık korkusu ve yabancılama çocuğu ebeveynleri ile kalmasını sağlar.
• Bağlanam gücü çocuktan çocuğa değişir. Yakınlığa ve ilgiye çok daha eğilimli olanlar ve duygusal daha bağımsız olanlar var.
• Ergenlik döneminde çocuğun anne bbasına olan bağımlılığı büyük ölçüde çözülür.Bu, genç yetişkinin duygusal olarak bağımsız olduğu ve kendi ilişkilerini ve kendi ailesini kurabileceği anlamına gelir.
• Ergen kendini ebeveynlerinden ayırarak özerk olmaz. Anne babasından aldığı  duygsal güvenliği arkranıyla bir ortaklığa girerek deneyimlemesi gerekir.
• Çocğu genç, akranlar gruplarında sosyal entegrasyonu için çeşitli aşamalardan geçer. İlk aşama eşit çinsel olan gruplarda daha sonra çinsel karışık gruplarda ve en son olarak çift ilişkilerinde.
• Bir ergenin başına gelebilecek en kötü durum, akran bağlantıları olmaması ve kendini yanlız hissetmesidir.
• Sosyalleşme yaşamın ilk haftalarında başlar ve ilk sonucuna ergenlik döneminde ulaşır. Çocuk, toplumdaki insanların birbirine nasıl davrandığını öğrenir, kuralları ve değerleri içselleştirir ve kültürel teknikleri öğrenir.
• 4 yaşında çocuk diğer insanlarla empati kurmaya başlar ve onlrın istek, düşünce ve niyetlerini kendisininkinden (zihin gelişimi) ayırt etmeyi öğrenir.
• Ebeveynler ve öğretmenler kendilerine emanet edilen gençlere empati ile yaklaşırlarsa onlar da empatik davranırlar. İyi gelişmiş empatiye sahip ergenler, günlük yaşamda daha yüksek sosyal beceriler gösterirler ve akranları arasında daha popülerdirler.
• Çocuk sosyal çevresinden (sosyal öğrenme, model öğrenme) farklı olamaz. Ergenlik döneminde akrnlar baskın rol modeller haline gelir. Bit gencin hangi davranışlara ve değerlere yöneldiğini büyük ölçüde belirlerler.
• Empati, sosyal öğrenme ve sözsüz iletişim gibi sosyal davranışlar tüm bileşenleri insanalr arasında farklıdır. Dolayısıyla her genç, topluma girerken çok farklı geresksinimler de berberinde getirir.
• Akranlar tarafından kabul edilmek ve gruplr içerisinde yer bulmak çoğu genç için yüksek bir önceliktir. Akran gruppları sosyal entegrasyon için eğitim alanıdır.

Evlat aşkına veda etmek

• Çocukluk döneminde çocuklar ebeyenlerini koşulsuz olarak severler. Ergenliğin başlamasıyla birlikte, ebeveynler çocuklarının duygusal kopuşunu bir sevgi kaybı olarak yaşarlar.
• Ergenler kendilerini ebeveynlerinden fiziksel olarak uzaklaştırırlr, konuşmaya dah az isteklidirler ve sözel olmayan iletişimleri genellikle küçümseyici bulurlar. Bazı kızlar göz teması kurmaktan kaçınırlar. Bu gibi davranışdeğişikliği her gençte farklı gelişmiştir ve farklı izlemlenir.
• Ergenlik döneminde ebeveynler özel statüslerini kaybederler ve bir dereceye kadar gizemi çözülür.
• Ebeveynler, çocuklarının zor zamanlarında geri dönmeleri için her zaman kapıyı açık tutmalıdırlar.
• Ebeveynler çocuklarının arkadaşlarını kıskanmamalıdırlar. Bunun yerine gençlere ve rkadaşlarına ilişkileri için alan vermelidirler.
• Ebeveynler, oğul ve kızının mahremiyetine saygı göstermelidir. Eğer, kzının erkek arkadaşını veya oğlunun kız arkadaşını tanımaktan yana olduklarnda  herkesin kendini rahat hissetmesi şansı çok yüksektir.
• Gittikçe daha fazla sayıda genç yetişkin mali nedenlerle ailesinin evinden çıkamıyor. Güney Avrupa'da olduğu gibi, "sınırsız baba ocağı" ciddi bir sosyal sorun haline geliyor.